Sifonik Sistem Nedir? Sifonik Süzgeç
Nasıl Çalışır?
Sifonik Sistem Nedir?
Sifonik sistem çatılarda bulunan vakumlu yağmur drenaj sistemidir. Geçmişte yağmur drenaj sistemi olarak sadece geleneksel sistem kullanılmaktaydı. Geleneksel sistemde yağmur sularının doğal akışın hava ile yer değiştirerek borular içerisinden akması ve yatay hatlara zorunlu verilen 2-3 derece eğim çalışmaktadır. Bu sistemde boru içerisinde su ve hava birlikte çalıştığından dolayı boru tam kapasite su ile dolu olarak çalışamaz.
Yangın söndürme tesisatları, yapılarda oluşabilecek ve çok büyük tehlikelere yol açabilecek yangın afeti sırasında yangını söndürmek veya söndürülmesine yardımcı olmak amacıyla kullanılmaktadır. Yanma olayının temel bileşenleri olan yanıcı madde, oksijen ve ısı enerjisinin bir araya gelmesinin engellenmesi yangın tesisatlarının temel prensibidir.
Chiller en basit tanımı ile tesisatta devir daim edilen
suyun soğutulmasını sağlayan yüksek kapasiteli soğutma sistemidir.
Öncelikle chillerin çalışma prensibi bildiğimiz soğutma çevriminden farklı değildir Diğer soğutma sistemlerinden farkı soğutulan maddenin su olmasıdır Kullanım alanlarına göre farklı tiplerde olmaktadırlar.
1- Soğuk ve
sıcak kullanma suyu sistemleri arasında basınç dengelenmelidir. Aksi halde
bataryalarda önemli basınç farklılıkları oluşur ve her iki sistem arasında çapraz akışa veya sıcak su
ile soğuk suyun birbirine karışmasına neden olabilir.
2- Yüksek
yapılarda montaj malzemeleri önem taşır. Destek ve tespit sistemleri her türlü
genleşme , titreşim vs. gibi dinamik ve büyük yükseklik nedeniyle oluşan statik
yükleri karşılayacak kapasitede olmalıdır. Örneğin 100 m uzunlukta su dolu 6 ”
çapında bir boru, yaklaşık 3,5 ton
ağırlıktadır. Dübeller, kelepçeler vs. buna göre seçilmelidir.
3-
Borulardaki hızlar 2 m/s’nin altında olmaldır. Borulardaki hızlar 3m/s değerini
geçerse aşırı ses oluşur.
4- Basıncın
fazla olması borulardaki hızın artmasına neden olur. Sonuçta ses , işletme
problemleri, bakım ve tamir giderleri artar. Aşırı basınç ve hızın
doğurduğu
sorunlar :
* Ses ,
* Aşırı su
sarfiyatı ,
* Vana
yataklarında arıza ,
* Aşırı
basınçlı suyun çarpma etkisi ile kullanımda yarattığı rahatsızlık,
* Sistem ve
ekipmanlarda ömür azalması ,
* Borularda
aşırı aşınma ,
* Su darbesi
riski, bunun yarattığı tahribat ,
* Yüksek
basınca dayanıklı ekipmanının yüksek maliyeti .
* Proje
hesaplarında kullanılacak akma basıncı değeri armatür imalatçısından
alınmalıdır.
Isıtma ,
soğutma ve havalandırma fonksiyonlarının çok iyi olması , toplam konforu
belirler. Bu nedenle her üç fonksiyonu da en iyi şekilde sağlamak zorundadır ve
bu koşuldaki ekonomiden bahsedilebilir. Sıcak hava üfleyerek ısıtma yapmak ,
konfor ve enerji açısından kötü bir
fikirdir. Isıtma ihtiyacı her zaman statik ısıtma (radyatör) vb. ile
yapılmalıdır. Daha konforlu ve daha ekonomik işletme sağlanır.
a-)
Havalandırma ihtiyacı için gerekli hava (veya taze hava iç karışımı) :
Tavandan üflenmeli,
Üfleme havası sıcaklığı (yaz-kış )oda
sıcaklığının altında olmalıdır.
b-) Karışım
havalı sistemlerde statik ısıtma yapılması halinde (VAV ve hava kanallı split
sistemler ) , ofis ve konutlarda taze hava dönüş havası
karışımını
genellikle hiç ısıtmadan tavan seviyesinden üflemek genellikle yeterlidir ve
ısıtma mevsimindeki en ekonomik ısı geri kazanımı sağlar.
c-) Isıtma
merkezinden yaşam mahallerine sıcak suyu pompalamak için harcanan elektrik
enerjisi; ısıtma merkezindeki bir klima santralından aynı yaşam mahaline sıcak hava göndermek için
gerekli elektrik enerjisinden çok daha düşüktür.
d-) Aynı
hacim içindeki statik ısıtıcılar (radyatör vb.) elektrik tüketmez. Oysa
bunların yerine fanlı tip ısıtıcılar kullanıldığında serpantinde ısınan havayı odaya aktarmak için
sürekli elektrik tüketilir.
e-) Statik
ısıtıcılar , cam altına monte edildiğinde daha yaygın oldukları için için daha
homojen ısıtma yaparlar. Ancak fanlı ısıtıcılarda fabrika , depo vb. büyük hacimler için daha uygundur.
f -) Statik
ısıtıcılarda mekanik aksam (fan ,motor vb.) olmadığı için :
Sessizdir.
Servis ,
bakım gerekmez.
Yedek parça
(fan -motor, hava filtresi vb.)ihtiyacı oluşmaz.
g-) Statik
ısıtıcılar kullanıldığında filtre temizliği vb. nedenlerle yaşam mahallerine
teknisyenlerin girmesi ihtiyacı oluşmaz.
Su ısıtma
önemli bir enerji tüketim kalemidir. Kullanma suyu ısıtma sistemi yıl boyunca
genellikle sürekli çalışır ve sürekli enerji tüketir. Kullanma sıcak su
tüketiminin azalması aynı zamanda ısıtma enerjisinden tasarruf anlamına da
gelir.
Sıcak su
tesisatındaki verimsizlikler;
*
Kazanlardan (seçilen kazan tipi ve yıllık kullanma verimi ),
* Boylerden
,
* Dağıtım ve
sirkülasyon boru tesisatından,
* Boylerdeki
su sıcaklığının yüksek seçilmesinden ,
* Hidrofor
sisteminin basıncının yüksek seçilmesinden ,
* Musluk ve
batarya tiplerinden kaynaklanabilir.
a -)
Konutlarda sıcak su ısıtması için gerekli ısı , yıllık ısıtma ihtiyacının % 10
ile % 20 ‘si arasında bir oran oluşturur. Binalarda ısı yalıtımı, otomasyon vb.
önlemlerle , ısı kayıpları ve bina ısıtma ihtiyacı azaltılınca kullanma sıcak
suyunun yıllık enerji ihtiyacı içindeki payı(oranı)daha yükselmiştir. Önlem
alınmazsa bazı binalarda iki katından daha yüksek bir orana ulaşır.
b -) Büyük
ticari binalarda kullanma kullanma sıcak suyunu ısıtmak için gerekli ısı,
yıllık enerji tüketimin %4 ‘ü mertebelerinde olabilir.
c -)
Otellerde ise bu değer, yıllık ısıtma ihtiyacının % 20-35’i (ısı yalıtımı ve
coğrafi bölgelere göre değişken ) oranındadır.
Eski tarihlerinden günümüze kadar her çağda insanlar hem bir
dinlenme aracı hem de eğlence aracı olarak her zaman havuzları kullanmışlardır.
Bazı medeniyetlerde havuzlar sağlık amaçlı olarak kullanılmış ve halen
kullanılmaya devam etmektedir. Eski yunanlarda havuzlar tuğla ve taşlarla
yapılmış, sıcak su ilave edilerek kullanılmıştır.
Günümüzde hem mimari gelişim ve inşai sistemler hem de gelişen teknoloji ile havuzların daha sağlıklı, dayanıklı ve konforlu kullanımı sağlanmıştır. Havuz alanlarının mimari olarak farklı tasarımları kullanıcılara hem görsel bir zevk yaşatmakta hem de gelişen cephe sistemleri ile havuz yönlerinden azami fayda sağlanmaktadır. Mekanik sistemlerde otomasyon, havuz suyu arıtması, nem alma santralleri ve yerden ısıtma sistemlerinin kullanımı bu konfor ve faydaları arttırmış 4 mevsim 24 saat konforla kullanılabilen havuz alanları oluşturulmuştur.
2 HAVUZLARDA NEM ALMA SİSTEMLERİ NEDEN KULLANILMALIDIR?
Binanın ve eşyaların korunmasını
sağlayarak; duvar çeperlerinde ve duvar içlerinde yoğuşma oluşumunun
engellenmesi
Havanın temizliğinin, sıcaklığının ve
neminin kontrolünü sağlayarak, uygun hava dağılımında konforun arttırılmasıdır.
Havada bulunan direk ve dolaylı kirleticilerin etkisinin azaltılması
3 HAVUZLARIN İNŞAASINDA DİKKAT EDİLEN HUSUSLAR
Havuz tarafı güney izleyici veya makine dairesi kuzey tarafında olmalıdır.Havuzun uzun kenarı pencereli tarafta olmalı ve güneye bakmalıdır. Binanın ısı kazançları bahar ve yaz aylarında düşük kış aylarında yüksek olmalıdır.
4 HAVUZ NEM ALMA İKLİMLENDİRMESİ
Kapalı yüzme havuzlarında, havuzda suyun soğumasının ve buna
bağlı olarak havuz mahalinin soğumasının en önemli nedeni, havuz suyunun
buharlaşmasıdır. Bu sudaki ısı kaybının %95’ine denk gelir. Kapalı yüzme
havuzlarında dış ortam iklim koşullarına bağlı olmaksızın yılın önemli bir
bölümünde su ve mahal ısıtması gereksinimi vardır.
Kapalı yüzme havuzlarında kullanılan havuz kimyasalları ve
kabul edilebilir iç hava kalitesi nedeni ile havuz havasının değiştirilerek
temizlenmesi gerekir. Havuz nem alma santralleri; bir otomasyon sistemine bağlı
olarak iç hava kalitesine göre oransal olarak taze hava verir. Bu taze hava ile
direk ve dolaylı kirleticilerin etkisi azaltılarak havuz mahallînde bulunan
havanın içerisindeki su kimyasallarının belli oranda temizlenmesi sağlanır.
Havuzda bulunan aşırı nem binada yoğuşma yaparak zararlara neden olmaktadır. (sıvalarda dökülme, mobilyalarda şişme, metal ekipmanlarda paslanma vb.) Bağıl nemin yüksek olması hissedilen hava sıcaklığını arttırarak kullanıcıların konfor şartlarının bozulmasına, baskıcı ve rahatsız edici bir havaya, nefes darlığına ve havuz kullanım sürelerinin kısalmasına neden olur. Ayrıca havuz mahali ile bağlantılı mahallerde (duşlar, tuvaletler, soyunma odaları) oluşan aşırı sıcaklık ve nem farkları kullanıcıların sağlığının bozulmasına neden olur. Ayrıca ısıtılan sudaki aşırı buharlaşma yüksek oranda ısı ve su kaybına neden olarak, maddi bir yük de getirir.
Havuzlarda su sıcaklığı 24- 28 °C, ortam sıcaklığı ise havuz su sıcaklığının 2-3 °C üzerinde olmalıdır. Genellikle havuz suyu sıcaklıkları 26-27 °C, mahal sıcaklıkları ise 28 °C olarak ayarlanır. Bu sıcaklıklarda mahalde istenilen bağıl nem %50-60 arasında olmalıdır. Yüksek bağıl nem deride yapışma hissine ve zor nefes almaya yol açarken, düşük bağıl nem ise deride hızlı buharlaşmaya ve dolayısıyla üşümeye sebep olur.
Havuz
havalandırmasında su buharı atımı en yaygın kullanılan havalandırma şeklidir.
Su buharının dışarı atımında hava içerisinde önemli miktarda enerji mevcuttur.
Bu atılan enerji mahal içi ısıtmasında ya da havuz suyu ısıtmasında
kullanılabilir. Havuz havalandırmasında, havuz alanındaki nemin atımı
sırasında, nemli havadaki gizli ısının duyulur ısıya dönüştürülerek geri kazanılması
en ideal çözümdür.
Isı geri kazanımlı havuz nem alma santralleri otomasyon sistemleri ile iç/ dış hava sıcaklıklarına, nem oranlarına bağlı olarak aşağıda gösterilen farklı modlarda çalışır ve ideal bir kullanım için, havuz mahalini belli bir nem ve sıcaklıkta tutmayı hedefler.
Bu otomasyon modları sayesinde havuz
nem alma santralleri iç havanın ve dış havanın sıcaklığına ve nemine bağlı
olarak, iç hava kalitesini otomatik olarak ayarlar, ısı geri kazanımı sayesinde
kullanıcıya konforlu ve işletme maliyeti düşük bir çözüm sunmaktadır.
Havuz
havalandırma sistemlerinde sistemin dizaynında en önemli unsurlardan birisi de
üfleme ve emiş kanallarındaki hava hızları, mahaldeki kanal dizaynına bağlı
olarak homojen bir dağılımın sağlanması,
nemin uygun yerden toplanması, üfleme havasının uygun yerden dağıtımı ve
kanallardaki görselliktir.
Havuz
nem alma cihazından çıkan kuru hava havuz ortamına yollanır. Üfleme havası
havuz ortamına aşağıdan veya yukarıdan dağıtılabilir. Besleme havası yoğuşmanın
çok fazla olduğu alanlar (pencereler, dış duvarlar, metal karkas yapı, kuytu
yüksek tepe aydınlatmaları v.b.)
üzerinden dağıtılmış olmalıdır. Üfleme havası pencere v.b. gibi yoğuşma yapan
yüzeylere ve odanın merkezine yönlendirilir. Üfleme havası kanalları direnci düşük ve
kanallar az ses yapacak dizaynda olmalıdır.Üsten üfleme seçilmesi durumunda
difüzörlerin atış mesafeleri havuz kenarına ulaşabilecek durumda olmalıdır.
Üfleme
kanallarındaki önerilen hava hızları
Kanallarda 5m/s
Difüzörlerde
1,5~2,5 m/s olmalıdır.
Bu
gürültüyü önlemek için gereklidir.
Ayrıca çoklu üfleme uygulamalarında
ana kanal – tali kanal (kılçık modeli) uygulaması yapılması önerilir. İyi bir
havuz odasında üfleme havası difüzörleri ile dönüş havasının menfezlerinin
konumlandırılması çapraz yapılmalıdır. Dönüş havası menfezinden hemen önce
dirsek ile dönüş yapılmamalıdır. Dönüş kanalında yoğuşma ihtimali varsa bunla
ilgili önlemler alınmalıdır. Kanal dirsek ve geçişleri sürtünme dirençlerini
minimumda tutacak şekilde yapılmalıdır. Üfleme ve emiş kanallarında
izolasyondan önce tüm ek yerlerinin sızdırmazlık kontrolleri yapılmış
olmalıdır. İzolasyonda tercihen kauçuk izolasyon malzemeleri kullanılmalıdır.
Yalıtım ek yerleri sızdırmaz şekilde sarılmış olmalı veya mastik ile
doldurulmalıdır. Ön izoleli kanal kullanılması (iç mahal) durumunda tüm ek
yerleri ilk işletmeye almadan önce dikkatlice kapatılmalıdır. Kanallar
olabildiğince düz olarak dizayn edilmelidir. Zorunlu hallerde SMACNA’nın
önerdiği geçişler ve dirseklerden az dirençli olanlar kullanılmalıdır. Kanaldaki ses ve titreşimleri azaltmak için
kanal birleşimlerinde esnek kanal bağlantıları kullanılmalıdır.
Üfleme menfezleri ile emiş menfezleri
arasında kısa devre olmaması için konumlandırmaya ve aradaki mesafeye dikkat
etmek gerekir. Kısa devreler sistemin etkinliğini azaltır.Nem ve sıcaklık
kontrolünü bozar. Dönüş
kanal ve menfezleri uygun yüksekliği yerleştirilerek bu durum önlenmelidir. Bu
durum mahaldeki kloraminleri azaltan bir durum olmamasına rağmen
havuz odası tasarımcıları tarafından tercih edilmektedir. Alttan üfleme durumunda
da üfleme havası difüzörleri ve kanalları tüm duvarları yalayacak şekilde
dizayn edilmelidir. Üfleme havası havuz kenarındaki
yüzücülerin üzerine direkt gelecek şekilde yönlendirilmemelidir. Seyirciye
doğru yönlendirme yapılabilir. Dış
ortamda bulunan Havuz nem alma cihazının dış hava girişi ve egzoz havası
atışına yağmur koruması yapılmalıdır. Dış
hava girişi ve egzoz çıkışların bulunduğu yerlere yapancı cisimlerin cihaza
girişini önleyecek kafesler (ızgaralar)
konmalıdır.
Havuz klimasınından soyunma odalarına,
makine odalarına ve başka ortamlara üfleme havası ve dönüş havası bağlantısı
yapılmamalıdır. Odanın içinde korozyon olabilir. İlave
ortam ısıtıcısı, sıcak sulu, elektrikli , doğal gazlı olarak kanala monte
edilebilir. Kullanılan ısıtıcılar havuz ortamlarında (korozif ortam)
kullanılmak üzere tasarlanmış olmalıdır. Kapalı
havuz odaları bir miktar negatif basınç altında tutulmalıdır. Bu
durum korozif ortamın ve kokunun diğer ortamlara dağılmaması içindir. Bu
durum için egzoz havası debisi taze hava debisinden %5~10 daha yüksek
olmalıdır. Kanal malzemesi olarak kumaş, alüminyum, PVC
ve galvaniz sac olabilir. Kuru hava
havuza geri besleniyor olsa bile ön izoleli kanal veya benzer malzeme
kullanılmamalıdır.
Havuz nem alma sistemi sıcaklığı havuz odası çiğ noktası sıcaklığından düşük ise kanallarda izolasyon, yoğuşma suyu toplama ve drenaj gerekebilir. Havuz odasındaki yüksek çiğ noktası nedeni ile havuz odası ile diğer iç ve dış mekânlar arası sürekli bir buhar bariyeri gereklidir. Buhar bariyerlerinin sonradan yapılması büyük maliyet ve hasarlara yol açabilir bu nedenle tasarım ve uygulama aşamasında dikkate alınmalıdır. Pencere ve dış kapılardaki yoğuşmayı en aza indirebilmek için yeterli termal izolasyonlu seçimler yapılmalıdır. Kapı ve pencerelerin sızdırmazlıkları iyi düzeyde olmalıdır. Hava kaçakları en az olmalıdır.
Binalarda yerden ısıtma sistemi son dönemde artan bir eğilimle birlikte
sıklıkla kullanılmaktadır. Doğru biçimde uygulanan bir yerden ısıtma sistemi
kullanıcıya yüksek konfor ve tasarruf sağlar. Konut, ofis, cami, spor salonu,
hamam, kapalı yüzme havuzu gibi birçok alanda uygulama yapılabilen bu sistem özellikle
yüksek hacimlerde konfor sağlayan bir sistemdir.
Yerden ısıtma sisteminin sıcak su kaynağı bir kazan, kombi, ısı pompası
vb. olabilir. Bu Kaynaklardan itibaren yerden ısıtma kolektörlerini besleyecek
olan kolon hatları kapasite ve su debisine uygun çaplarda çekilmelidir. Kolon
hattı ile kolektöre gelen su bu noktadan zemine dağılarak ortamı ısıtmak üzere
zemin altında dolaşır.
Yerden ısıtma sistemi ile ısıtılan bir hacimde ısınan hava bütün zeminden homojen olarak yükselir ve sıcaklık yerden tavana doğru azalır. Radyatörlü bir sistemde ise sıcaklık tavanda yüksektir. Bu nedenle yüksek tavanlı hacimlerde yerden ısıtma sistemi büyük avantaj sağlar. Ayrıca İnsanların kullanım alanında (yerden 0-2 mt) yerden ısıtma sistemi daha konforlu bir ısı dağılımı sağlar.
Statik ısıtma sistemlerinde ortamda ısı kaybının yüksek olduğu bölgelerin ısıtılması çok önemlidir. Örnek olarak bazı yapılarda tercih edilen fransız balkon ve pencereler, radyatörlerin diğer duvarlara konulmasını gerektirmektedir. Böyle durumlarda yerden ısıtma sistemi homojen ısı dağılımı açısından yine avantajlı konumdadır. Ayrıca yerden ısıtma sisteminde radyatör gibi görüntü kirliliği ve alan kaybı meydana gelmez.
Yerden ısıtma sisteminde su rejimi diğer sistemlere göre daha düşük
sıcaklıktadır. Yüksek sıcaklıktaki rejimde hem hızlı hava hareketi ile toz
kalkmasına hem de yüksek zemin sıcaklığı ile birlikte sağlık sorunlarına yol
açabileceği için en fazla 50-55 C sıcaklık ile çalıştırılmalıdır. Bu durum
ayrıca, günümüzde çok sık kullanılan yoğuşmalı cihazlarda maksimum verim
alınmasını da sağlar.
Yerden ısıtma sistemi uygulamaları son derece pratiktir. Zemin üzerine modülasyon kanallı izolasyon plakası uygulanır ve oksijen bariyerli yerden ısıtma borusu, ısı ihtiyacı doğrultusunda yapılan hesaba göre ve uygun aralıklarda (modülasyon aralığı) döşenir. Isı kaybı yüksek olan pencere, kapı vb. bölgelerde daha sık modülasyon aralığında boru döşenmelidir.
Dikkat Edilmesi Gerekenler:
Sistemde dolaşan su ve debisi yüksek
olduğu için sirkülasyon pompası seçimine dikkat edilmelidir.
Sistem zemine gömülü olduğu için, uygulama
yapılırken zemin altında kalan borularda ek parçası (fitting)
kullanılmamalıdır.
Mimari planlama yapılırken, sistemin
zeminde 8-10 cm yükseklik ihtiyacı olduğu unutulmamalıdır.
Sistemin ilk çalıştırılma sırasında geç
rejime girer.
Klima
sistemlerinin hemen hepsi, etkin bir otomatik kontrol sistemine sahiptir. Dolayısıyla
iç sıcaklıklarını, istenilen bir değerde veya bu bir değerde veya bu değerin
etrafında bir aralıkta sabit tutabilirler. Burada önemli olan kullanıcı
tarafından ayarlanan (set edilen) iç sıcaklık değeridir.
Yazın
soğutma yükünde iç kazançların , güneşten olan kazançlarının ve taze hava
yükünün en büyük payı aldığı görülmektedir. Yazın iç ve dış sıcaklı değerleri
arasındaki fark azdır. Bu nedenle iç sıcaklıktaki değişimler kazanca daha büyük
oranda etkili olur.
Klima
sistemlerinin yazın ortam nemini azaltma etkisi vardır. İstanbul gibi nemli
iklimlerde mekanik klimatizasyonun en fazla hissedilen etkisi belki de
soğutmadan çok , nemin azaltılmasına bağlıdır. Sistemin rejimine girinceye
kadar olan dönemdeki çalışması sırasında bu yük çok etkilidir. Sistem rejimine
girdikten sonra , sistem sadece iç ve dış nem kazançlarını karşılamaya çalışır
ki rejim halindeki bu değer , duyulur ısı kazançları yanında küçük kalır. İç sıcaklığın 1 C azalması , duyulur ısı yükünü
artırdığı kadar olmasa da gizli ısı yükünü de artırır.
Öneriler :
a-)
İnsanların yazın kendini konforda hissettiği iç şartlar pek çok parametreye
bağlıdır ve koşullara göre değişir.
b-) Sürekli
kalınan ofis veya konut gibi ortamlarda 24 C ideal olmakla birlikte , yazın iç
sıcaklığın 25 C değerine set edilmesi ekonomik ve uygun
bir
seçimdir.
c-) Sürekli
girilip çıkılan ve kısa süre kalınan yerlerde ise bu değer daha yukarı
alınabilir. Burada dış sıcaklıkta 6 C mertebesinde bir fark yaratılması yeterlidir.
d-) Daha
düşük sıcaklıklara yapılacak ayarlamalar, hem enerji tüketimini artıracaktır
hem de hasta olma riskini yükseltecektir.